Obeziteyi belirlemek için Dünya Sağlık Örgütü’nün obezite sınıflandırılması kullanılmakta ve genellikle izmir –Beden Kitle İndeksi (BMI – Body Mass Index) ile ölçülmektedir. Beden kitle indeksi, kilogram olarak ağırlığın, metre cinsinden boy uzunluğunun karesine bölünmesiyle elde ediliyor. Morbid obezite, BKİ’nin 40 kg/m2’den fazla olması durumudur.
Obeziteyi belirlemek için Dünya Sağlık Örgütü’nün obezite sınıflandırılması kullanılmakta ve genellikle Beden Kitle İndeksi – kitle indeksi, Obezite kitle indeksi, izmir Obezite kitle indeksi, Obezite indeksi, Obezite endeksi,
Beden kitle indeksine göre sınıflama :
Değer Aralığı
Sonuç
18,5 kg/m²’nin altında olanlar
Zayıf
18.5 – 24,9 kg/m² arasında olanlar
Normal kilolu
25 – 29,9 kg/m² arasında olanlar
Fazla kilolu
30 – 39,9 kg/m² arasında olanlar
Obez (şişman)
40 kg/m²’nin üzerinde olanlar
İleri derecede obez (morbid obez)
Beden kitleindeksinin yanı sıra bel çevresi ölçümü de, obezite tehlikesinin düzeyini belirlemede kullanılıyor. Ayrıca yağ dokusunun artık basit bir depolama şekli olmadığı, aynı zamanda tüm sistemleri etkileyen hormonal ve kimyasal maddeler salgıladığı da biliniyor. Bu salgılar, obezitenin daha da ağırlaşması yönünde etki gösteriyor ve iştahı arttırırken doyma sınırını da ileri itiyor. Yağ dokusunun vücudun neresinde toplandığı da oldukça önemlidir. Göbek çevresinde biriken yağ, basenlerde ve kalçalarda birikenden daha tehlikeli olduğu kabul ediliyor. Bu nedenle, elma tipi şişman hastaların armut tipi şişman hastalara oranla özellikle kalp hastalıklarına yakalanma riski daha fazla. Kısaca, erkeklerde bel çevresi 94 cm’yi geçerse artmış risk, 102 cm’yi geçerse yüksek riskten; kadınlarda ise bel çevresi 80 cm’i geçerse artmış risk, 88 cm’i geçerse yüksek riskten söz edilmektedir.
İlk etapta yapılan bu ölçümlerin dışında, metabolizma hızı ölçümü ve detaylı vücut analizleriyle de kişinin obezite sorunu hakkında daha ayrıntılı bilgi elde edilebilmektedir.
Herkes kilolarından kurtulmak ister fakati, kilo sorunu olan her kişiye obezite cerrahisi uygulaması yapılmaz. Uluslararası standartlara göre vücut kitle indeksi (VKİ) hesabına göre obezite cerrahisi yapılabilmektedir VKİ hesabına göre 25 ve üzeri olanlar fazla kilolu – 30 ve üzeri olanlar şişman – 40 ve üzeri olanlar ileri derecede şişman – 40 ve üzeri olanlara obezite cerrahi yöntemleri yapılmaktaadır. 35 ve 40 arası olan aşırı şişmanlarada kiloya bağlı hastalıkları bulunmakta ise yapılabilmektedir.Bunun dışında bu operasyon kimlere yapılabilir?
1.Kişinin morbid obez (40 ve üzeri vki) olması yada sadece obez olup buna bağlı hastalıkların olması
2.En az bir yıldır diyet ya da egzersiz yapmasına rağmen zayıflayamama
3.18 ile 65 yaş aralığında olması
Obezite cerrahisinin hangi türünün yapılağına karar vermek için öncelikle adaylar muayne edilmeli ve gerekli testlerin yapılması gerekmektedir.
Geçirilen ameliyat sonrasında 2 sene boyunca hamike kalınmasının riskli olması, bu nedenle eğer kişiler doğurganlık çağındaysa ve obezite cerrahisi ameliyatı olmak istiyorsa mutlaka doktorlarına danışmaları gerekemektedir.
Herşeye rağmen bu tür yöntemler obezite tedavisi için en son çaredir, eğer doğal yollar diyet ve diğer yöntemler ile kilo verimi gerçekleşmiyorsa son çare bunu düşünmeleri gerekmektedir. Obeziteye bağlı hastalıklar hastanın yakasını bırakmıyor ve bu durumda çok zorlanıyorsa gerekli tetkiklerin sonucunda uzman hekim tarafından karar verilir fakat bu karar diğer takım grubunu oluşturan bireyler ilede paylaşılır yani hasta, psikolog, eğitim hemşiresi gibi..
Obezite Cerrahisi Kimlere Uygulanır?Herkes kilolarından kurtulmak ister fakati, kilo sorunu olan her kişiye obezite cerrahisi uygulaması yapılmaz.
Obezite hastalığının artışının sebepleri belli bir sebebe bağlı olarak artmaktadır. Fiziksel aktiviteler de azalma ve modern yaşamda ki beslenme alışkanlıklarında ki değişimler bu duruma sebebiyet vermektedir. Yani gıdalara erişimin kolaylaşması buda sosyo ekonomik duruma ve yaşam standartlarına dayılıdır. Ayaküstü yenen hazır gıdalar(fast-food) karbonhidrat, rafine şeker yönünden zengin, bitkisel lif yönünden fakirdir bu sebeple bu tarz beslenme şekli doğru değildir.
Teknolojik araçların( televizyon, telefon, bilgisayar vb.) artmasıyla obezite doğru orantılı olarak artmıştır. Biz kullanıcılar olarak bu tür teknolojik aletler ile hareketsiz bir yaşama doğru ilerleme kaydetmiş, harcanan vakit ve dikkatimizin tamamını yönelttiğimiz için neyden ne kadar yediğimizi anlıyamadığımız için tokluk hissine ulaşamaz olunmuştur.
Obez Sınıflaması
Vücut yağ yüzdesini belirlemek kolay olmadığı için obezite, aşırı yağdan kaynaklı daha aşırı kilo olarak tanımlanabilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü, aşırı şişmanlık ve obezitenin tanımını beden kitle indeksine [BKİ = Ağırlık (kg) / Boy (m²)] dayanarak yapmaktadır.( Beden kitle indeksi ya da de denebilmektedir.)
Tüm yetişkin hastaların, rutin olarak fiziki muayenenin bir parçası olarak, boy, kilo ve vücut kitle indeksini hesaplayarak kilolu ve obezite açısından risk taşıyıp taşımadığının taranması önerilmektedir. Erken alınan önlemin önüne geçmek her zaman daha kolaydır. Bel çevresi abdominal obezitenin bir ölçümüdür ve Beden Kitle İndeksi tarafından hesaplanmayan ölçüler risk bilgilerini bizlere vermiş olur. Beden Kitle İndeks değeri 25-35 kg / m² olanlar da bel çevresinin ölçülmesi önerilmektedir. Beden Kitle İndeksi ≥35 kg / m² olan hastalar da bel çevresi ölçümü gereksizdir, çünkü bu BKİ olan neredeyse tüm bireylerin anormal bir bel çevresi vardır ve zaten yağlanmadan dolayı yüksek risk altındadırlar.
Bel çevresi kalınlığı, erkekler de ≥102 cm, kadınlarda ≥88 cm bel çevresikabul gören oranlarıdır. Bu rakamların üstün de bel çevre kalınlığı kardiyometabolik riskin arttığına işaret eder. Asyalı kadınlarda bel çevresi ≥80 cm ve Asyalı erkeklerde ≥ 90cm anormal olarak kabul edilir.
Bel Çevresi Ölçümü Nasıl Yapılır
Bel çevresi, hastane koşullarında iliak krest seviyesin de yatay bir düzlem üzerine yerleştirilmiş esnek bir bant ile ölçülür. Eğer evre kendiniz ölçmek isterseniz tam bel bölgenizden sıkmayacak şekilde bir mezure ile ölçüm yapabilirsiniz.
KİLO VERMENİN ÖNEMİ
Obezite hastalığı, kalp damar hastalıkları, hipertansiyon, diyabet, bazı kanser türleri, solunum sistemi hastalıkları, kas iskelet sistemi hastalıkları gibi pek çok sağlık probleminin oluşmasına zemin hazırlamaktadır ve hayat kalitesi ve süresini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu sebeple obezite ile mücadele etmek ülkemizin geleceği için son derece önemlidir.
Obezite tıpta vücut yağ dokusunun normalden fazla olması olarak tanımlanır. Obez Sınıflaması’nda beden kitle indeksine bakılır. İzmir obezite fiyatları 2019
Obez bireylere yönelik beslenme önerileri
Besin alımını tok karnına yapmak, yenmemesi gereken besinleri satın almamak,
Alışverişe bir listeyle çıkmak ve gereksin dışı besinleri almamak,
Yanına yapılan listeye yetecek kadar para almak,
Yenmeye hazır besinleri satın almamak,
Satın alırken aynı gruptaki besinlerin enerjisi düşük olanını seçmek (örnek: yağlı peynir yerine yağsız peynir almak gibi),
İkramları kabul etmemek,
Düzenli dışkılama alışkanlığı edinmek
Her hafta, sabah aç karnına, aynı kıyafetlerle tartılmak ve ağırlığı kaydetmek.
Boş zamanlarda egzersiz yapmak.
Sabah kalkınca, her öğün öncesi, sırası ve sonrasında 1 bardak su içmek,
Göz önün de yiyecek bulundurmamak,
Mutfakta fazla zaman harcamamak, en kısa sürede işi bitirip uzaklaşmak,
Yüksek enerjili ve yenilmemesi gereken besinleri evde bulundurmamak,
Yemekte küçük, salatada büyük tabak kullanmak,
Serviste küçük boy kepçe kullanmak,
Yemek biter bitmez sofradan kalkmak,
Lokmalar arasında çatal ve kaşığı elinden bırakmak,
Mümkün olduğunca iyi çiğneyerek yavaş yemek,
Akşam yemekten sonra bir şey yememek,
Yemek yerken başka aktiviteler (TV seyretmek, gazete okumak, dergi okumak vb.) yapmamak,
Akşam öğününü olanaklar elverdiği sürece saat 18:00-20:00 saatleri arasın da yemek, sonrasın da yüksek enerjili besinlerden uzak durmak (şekersiz cay, ıhlamur vb içilebilir.),
Tüm bunlara dikkat edildiği sürece kilonuzu korumanız mümkündür. Bunların tam aksi yönde hareket etmeye devam ederseniz ise kilo almak kaçınılmaz bir durum olur. Obezite hastalığına sahip bir birey bunlara uymayıp verilen diyet tedavisini yapmayıp, obezite cerrahisi olmak istediğini dile getirdiğin de, bu tür hastalardan sonuç almak hekimleri düşündürmektedir. İlk aşamada kişi bu şekilde bir pes etmişlikle kararsız bir şekilde yola çıkıyorsa, cerrahi işlemden sonra da alışkanlıklarından vazgeçemez ve yaşantısına devam ederse cerrahi operasyonun bir anlamı kalmamış olur. Bu tür hastalara davranışsal tedavi ile yıllardır süre gelen alışkanlıklarından kurtulması hedeflenir. Grup terapilerine katılımı gerçekleştirilerek, kendi gibi obez olan bireylerin yaşantıları, sorunlarını ve gelişmelerini izlemesi buna dahil olması ve grup içerisinde paylaşımlar yapılması sağlanarak bireyde sadece ben mi başarısız oluyorum, bu hastalık bir tek beni mi etkiliyor, hayatımda neleri değiştirip, nelerden vazgeçmem lazım gibi düşüncelere kapılıp doğruyu bulması hedeflenir. Grup terapilerinden yıllardır çok iyi sonuçlar alınmaktadır. Gelen hastanın durumunu kabullenmesi ve süreçte nasıl davranması gerektiğini hayatından neleri çıkarması gerektiğinin bilincine daha iyi varmakta ve bu şekilde hareket etmektedir.